Bu yakalama, adli yakalamadan farklıdır. Önleme yakalamasında ki nihai amaç topluma veya kişilere karşı gelebilecek tehlikenin önlenmesidir. Örneğin, gece sarhoş birinin yüksek sesle bağırması nedeniyle polis onu susması için uyarır da o kişi daha fazla bağırmaya devam ederse, sükunetin sağlanması için o kişi gözaltına alınabilinir. Kamu düzeni için bu tip gözaltılar zorunludur. Önleme yakalaması için kişinin suç işlemiş olmasına gerek yoktur. Burada önemli olan kişinin suç işleyebilecek durumda gözükmesidir. Özgürlüğün sınırlandırılması önleme yakalamasında geçici sürelidir. Tehlike ortadan kalktığı anda kişi derhal serbest bırakılmalıdır.
Önleme yakalamasının hukukumuzda yer aldığı mevzuat aşağıda ki gibidir.
Kolluk güçlerince, kamu düzeninin ve güvenliğinin korunması amacıyla, bir suç işlenip işlenmediğine bakılmaksızın kamu düzenini veya güvenliğini bozan kişi veya kişileri aşağıda belirttiğimiz hallerde yakalama yetkisi vardır. Adından da anlaşıldığı gibi bu halde yapılan yakalama, önleme yakalamasıdır.
Bu kişiler dışında kimlik ibraz edemeyen veya kolluk kuvvetlerince güvenilir kişilerin tanıklığı ile ispat edemeyenlerle, ibraz ettikleri kimlik belgesinin sahte olduğu düşünülen kişileri, aramalarının olup olmadıkları anlaşılıncaya veya gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar, kolluk kuvvetleri bu kişi veya kişileri 24 saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu bahsedilen tüm hallerde yakalanan kişi, sebep ortadan kalktığı anda derhal serbest bırakılır. Tabi bu kişilerin eylemi suç teşkil ediyorsa adli işlemler için kişi gözaltına da alınabilir. Bu hallerde kolluk kuvvetleri kişiye karşı zor kullanabilir ve arama yapabilir.
Ortada işlenmiş veya işlenmek üzere olunan bir suç olmasa da bazen kişiler kendisi veya başkaları için tehlike arz edebilir. Örneğin, tren istasyonunda raylara yatan bir kimse veya otobanda yürüyen bir kimsenin olması halinde kolluk kuvvetleri bu kişiye önleme yakalaması ile yakalayıp karakola götürebilir. Böylelikle başkalarının da hayatını tehlikeye sokmasını önlemiş olur. Bununla birlikte pazarda kaybolmuş bir çocuğu muhafaza altına alabilir. Burada tehlike içerisinde bulunan kişilerin özgürlüklerini sınırlamak zorunda kalan kolluk kuvvetleri bu hallerde yakalama, gözaltına veya muhafaza altına alma ile zorla getirme işlemi yapabilirler.
Kişinin vücudu veya hayatı bakımından mevcut bir tehlikenin var olması veya yakalanacak kişinin iradesinin sakat olması veya yardıma muhtaç bir halde olması veya işlenmekte olan bir suçun duyduğu tehlikenin önlenmesi için kaçınılmaz bir tedbir olarak aşağıda belirtilen hallerde kişileri korumak için önleme yakalaması yapılır.
Kamu düzeninin veya güvenliğinin tehdit eden bir tehlikenin ortadan kaldırılması veya kişinin kendi vücudunun veya bir başkasının vücudunun hayati tehlikesinin bulunduğundan bahisle kendisini veya kişileri korumak amacıyla kimse yakalama yapamaz. Yakalama ancak kolluk kuvvetlerince yapılabilinir. Böyle bir anda kolluk kuvvetleri yoksa kişiler durumu en yakın kolluk güçlerine haber vermesi gerekir. Kısacası kolluk güçleri dışında kimsenin zor kullanma yetkisi yoktur.
Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin 4. maddesinde tanımlanan muhafaza altına alma; yakalama ve gözaltından farklıdır. Bu bağlamda kanunun yetki verdiği hallerde yetkili merci önüne çıkarılması gereken kişilerin ilgili kurumlar veya kişilerce teslim alınana kadar sağlıklarına zarar vermeyecek şekilde ve zorunlu olduğu ölçüde özgürlüklerinin kısıtlanıp alıkonulmasıdır.
Bu yetki de yine kolluk güçlerine tanınan bir yetki olup, bazı hallerde kolluk kuvvetlerince yakalama için çok yakın bir tehlikeyi önlemek amacıyla önceden hakimden karar almak için yeterli bir zamanı bulunmayabilir. Böyle bir durumda muhafaza altına alır. Muhafaza altına alınan kişinin bu muhafazanın uzun süreceği düşünülürse kolluk güçleri vakit geçirmeksizin özgürlüğün kısıtlanmasına dair bir karar alınmak üzere yetkili vesayet makamına durumu bildirmekle yükümlüdür.
PVSK.m.13 ve Yakalama Yönetmeliğinin m.6/3-10. hükümleri gereği muhafaza altına alınan kişiye, bir yakınına veya güvendiği bir kişiye geciktirilmeksizin haber verilir ve yakalamaya itiraz etme hakkı ile bu hakkı nasıl kullanabileceği açıklanıp kaba üst araması yapılır. Özgürlüğü kısıtlanan kişi bu hakkı kullanabilecek durumda değilse veya yaşı küçükse veli, vasi veya ilgilisine, yabancı uyruklu ise konsolosluğuna haber verilir.
Muhafaza altına alına kişiler nezarethaneye alınabilir. Ancak nezarethane de tutuklu-hükümlü ile bir arada muhafaza edilmemelidir.
Korum amaçlı özgürlüğün kısıtlanması halinde kişinin muhafaza altına alınabilmesi için usulünce verilmiş bir hakim kararının bulunması zorunludur.
Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan ergin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişi bir kuruma yerleştirilir veya alıkonulabilir. Görevlerini yaparlarken bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlileri, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar. Bu konuda kişinin çevresine getirdiği külfet de göz önünde tutulur. İlgili kişi durumu elverir elvermez kurumdan çıkarılır.
Ergin kişinin kuruma yerleştirilmesi ya da kurumda alıkonulması için kısıtlı olması ya da olmaması önemli değildir. Kısıtlı olmasa da eğer bu bahsedilen sebeplerden bir varsa toplum için tehlike oluşturduğu varsayılır ve kuruma yerleştirilir veya alıkonulmaya devam edilirler.
Kişi özgürlüğünün çok önemli olması sebebiyle koruma altına alınan kişinin durumu uygun hale gelir gelmez hemen kurumdan çıkarılmasını, yani özgürlüğünün geri verilmesini öngörmektedir kanun.
Koruma amaçlı özgürlüğün kısıtlanmasını gerektiren hallerin varlığını öğrenen vesayet makamı veya özel kanunlarda öngörülen ilgililer, bu durumları yetkili mercilere bildirmekle yükümlüdür.
Yerleştirmeye, kurumdan çıkarmaya veya alıkoymaya karar verecek merci; kişinin yerleşim yeri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bulunduğu yer vesayet makamıdır. Hakim basit yargılama usulüne göre, gerekirse kişiye adli yardım sağlayarak ve kişiyi dinleyerek karar verir. Kuruma yerleştirilen kişi veya yakınları, kararın kendilerine bildirilmesinden itibaren 10 gün içerisinde karara karşı itiraz edebilirler.
Mizgin Doğan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.
[Kod-Blog-Icerik]