Bilinen bir çok olgunun aksine bir kişinin kişiliğinin oluşmaya başladığı, temelin atıldığı ve gelecekteki sen kavramını oluşturan benliğinin ilk yapı taşı çocukluk dönemidir. Çevreyi, insanları ve hayata dair her şeyin keşfe başlandığı bu ilk basamak, kişilerin gelecekte yaşayacakları pek çok duyguyu, eğilimi, yaşam tarzını ve hatta kuracakları en ufak ilişkinin bile temeli bu dönemde atılır. Bunlardan en önemlisi de benliğini yeni keşfeden bir çocuğun cinsel kimliğini bulmaya ve çevresel faktörler doğrultusunda bunu kabul veya redde yöneltilerek girmiş olduğu bu yolun en baş kısmıdır. Bu yazıda cinsel kimlik türlerini, cinsiyet değişimin hukuki boyutlarını ve dava yollarını açıklamak ve bilgi aktarımı yapmak hedeflenmiştir.
Kişinin maddi ve manevi olarak benlik olarak tanımladığı karakter bütünü o kişinin kişiliğini oluşturur. Bu kişilik üzerinde doğan tüm hakları da kişisel hakları oluşturur. Çocuğun cinsel kimliği de onun kimliğini oluşturur.
Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesine taraf olan devletler çocuğun kimliğini koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konu hakkında yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt eder.
Çocuğun kimliğinin unsurlarının bazılarından veya tümünden yasaya aykırı olarak yoksun bırakılması halinde, taraf devletler çocuğun kimliğine süratle yeniden kavuşturulması amacıyla gerekli yardım ve korumada bulunurlar (ÇHS m.8)
6284 sayılı Kanun uyarınca her türlü cinsel kimlik sahiplerinin şiddete karşı korunması değişik mevzuatta sağlanmış durumdadır. Çocuk farklı cinsel kimliklere sahip olabilir ve bu kimlikleri sebebiyle hiçbir hakkından mahrum bırakılmamalıdır. Cinsel kimlik türleri hakkında kısa bir bilgilendirme gerekirse;
Gerek duygusal gerekse cinsel yönelimi bakımından karşı cinsi tercih eden cinsel kimlik türüdür. Birçok coğrafyada bu cinsel kimlik normal olan cinsel kimlik adı altında kabul edilir. Bu normallik algısı heteronormativite olarak adlandırılır.
Duygusal ve cinsel olarak karşı cinse karşı değil, hem cinslerine karşı ilgi duyan veya her iki cinse karşı birden ilgi duyan cinsel kimlik türlerini içerir. Bunlardan eşcinsel cinsel kimlik türleri olarak erkeklerin hemcinslerine karşı ilgi duyduğu Gay Cinsel Kimlik ve kadınların hemcinsine karşı ilgi duyduğu Lezbiyen Cinsel Kimlik olarak kendi hemcinsine karşı ilgi duyan cinsel kimlikler ve Biseksüel Cinsel Kimlik olan her iki cinse karşı ilgi duyan cinsel kimlikler olarak ayrılmaktadır.
Kendilerini biyolojik olarak bağlı oldukları cinsiyetlerine ait hissetmeyen bireyler bu cinsel kimlik kategorisine girmektedir. Bunlardan biri kadın veya erkek olması fark etmeden kendisini biyolojik olarak ait olduğu bedene ait hissetmeyen ve asıl ait olduğunu hissettiği cinse uyum sağlamayı tercih eden kişiler Transseksüel Cinsel Kimlik türüne sahiptir. Diğer kimlik türünde ise tavırları ve kıyafetleri bakımından karşı cinsi çağrıştıran Travesti Cinsel Kimlik türüne sahip kişilerdir.
Bu kişilerin duygusal yönelimlerinin herhangi bir sınırlaması yoktur yani her cinsel kimlik türüne ait olabilir kişiden kişiye değişir. Sadece beden cinsiyeti olarak her iki cinse ait fizyolojik özelliklere tek bir bedende sahip olan cinsel kişiliğe sahip bireylerdir.
Bireyin doğuştan sahip olduğu bedene ve cinsiyete kendini ait hissetmemesi ve bu aitliği hissedememesi sebebiyle yaşamış olduğu fiziksel, ruhsal ve duygusal rahatsızlıklarla yaşamını devam ettirmekte zorlandığı durumlarda, kendini asıl ait hissettiği bedene geçmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 40 hükmüyle bu bireylere cinsiyet değiştirme olanağı sağlanmıştır.
Bu konu için kişisel durum sicilinde cinsiyet değişikliği sebebiyle düzeltme yapılabilmesinin 2 aşamalı dava yolu bulunmaktadır. Bunlar öncelikle cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası ve sonrasında nüfus kütüğünde düzeltme davası yolları olarak ayrılmaktadır. Bu iki dava yolunu açıklamak gerekirse;
Öncelikli olarak cinsiyet değiştirmek isteyen kişi mahkemeye bizzat başvuruda bulunmalıdır. Bizzat başvuru yerine cinsiyet değiştirmek isteyen kişi davaya vekalet vermek suretiyle de istemde bulunabilir. Ancak vekil tayin etmiş olsa dahi hakim huzurunda istemini dile getirirken bizzat kendi dile getirmelidir.
Cinsiyet değişikliği talebinde bulunan kişinin on sekiz yaşını doldurmuş olması gerekmektedir.
“Türk Medeni Kanununun 40.maddesine göre cinsiyet değişikliği davalarında istem sahibinin 18 yaşını doldurması gerektiği gibi, karardan önce ameliyatın gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması gerekir. Dosyadaki 30.06.2003 tarihli tek imzalı doktor yazısının yasanın aradığı nitelikte bir rapor olmadığı gözetilmeden davanın kabulü doğru değildir.” Y2HD, 06.10.2003, 11898-12737
İstem sahibinin cinsiyet değişikliğine izin verilmesi için davacının, ruh sağlığı ve görünüm itibariyle transseksüel yapıda olması gerekmektedir.
İstem sahibinin cinsiyet değişikliğine izin verilmesi için ruh sağlığı açısından bu istemin zorunlu olması gerekmektedir. Bu istem kabul edilmediği takdirde istem sahibinin bunalım ve zorluk yaşayacağı ve ait olmadığı bedende kalmak zorunda kalacağından bu durumun onun ruh sağlığını olumsuz etkileyeceği kesin olarak öngörülmeli ve bu durumun zorunluluğu belgelenmelidir.
Cinsiyet değişikliği istemi davasından sonra karara karşı yasa yolu açıktır. Cinsiyet değişikliğine izin verilmesi isteminin onaylanması sonucunda kararın kesinleşmesi ile birlikte mahkemenin vermiş olduğu izin neticesinde karara uygun olarak cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirilebilecektir. Bu ameliyat gerçekleşmesinden sonra ilgili nüfus müdürlüğüne gidilerek nüfus sicilinde gerekli olan değişikliklerin yapılması için bu dava açılacaktır.
Bu davanın açılmasıyla birlikte önceki davada hakim kararına uygun ve uygun tıbbi yöntemlerle ameliyatın yapılmış olduğuna dair resmi sağlık kurulu raporu mahkemeye sunularak kanıtlanması halinde, mahkemece nüfus siciline gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir. (TMK m.40 f. 2)
Cinsiyet değiştirme davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise düzeltmeyi talep eden kişinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesidir. (NHK m.36 f.1/a)
Cinsiyet değiştirilmesine yönelik farklı ülkelere ait yabancı mahkeme kararları varsa koşulların olması halinde bu kararların tanınması istenebilir.
Mizgin Doğan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.
[Kod-Blog-Icerik]