İnsan toplumun temel taşıdır. İnsanın yıllardır süregelen yaşamında toplumsal düzeni sağlamak amacıyla belli başlı kurallar koyulması zaruri bir hal almıştır. Hayatın olağan akışına uygun olarak her geçen yılla birlikte diğer kurallar gibi hukuk kuralları da güncellenme zorunluluğu taşımış ve buna uygun olarak düzenlemeler yetkili kişilerce yapılmıştır. Her kuralın karşısında; uyulmadığı takdirde yüklenilmesi gereken belli yaptırımlar bulunmaktadır.
Cezada amaç iyileştirme ve tekrardan topluma kazandırılmadır. Kişi yaptıklarından pişman olmalı ve ona tekrardan bu suçu işlememe içgüdüsü kazandırılmalıdır. Hukuki anlamda bakıldığı takdirde bu yaptırımlardan bir tanesi de hapis cezaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Cezayı gerektirecek hukuka aykırılıkta ki yoğunluk, verilecek cezayla doğru orantılı olarak büyüyecektir. Yani ne kadar ağır bir suç o kadar ağır bir cezayı beraberinde getirecektir.
Erteleme genel olarak iki bölümde karşımıza çıkmaktadır. Hapis cezasının ertelenmesi ve hapis cezasının infazının ertelenmesi. Aradaki farkı açıklamamız gerekirse; cezanın ertelenmesi mahkeme tarafından verilen hapis cezasının cezaevi dışında denetimli olarak çektirilmesi olarak açıklanmaktadır. Cezanın ertelenmesinde daha önce kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş kişiler hakkında 2 yılı geçmeyen (18 yaşından küçük ve 65 yaşından büyükler için 3 yıl ) hapis cezasının mahkeme tarafından TCK 51 kapsamında ertelenmesine karar verilir. Denetimli olarak geçirilen sürenin sonunda, cezaevinde geçirilmesi gereken herhangi bir zaman dilimi ortadan kalkar. İnfazın ertelenmesi ise belli bir süre ile cezaevinde geçirilmesi gereken müddetin ertelenmesi olarak açıklanmaktadır. İnfazın ertelenmesinde belirli sürenin sona ermesi ile birlikte kişi cezaevine girecek ve ceza her halükarda çekilecektir.
Eğer kasıtlı bir suçtan dolayı kesinleşmiş 3 sene ve ya daha az ya da taksirli bir suçtan dolayı 5 sene ya da daha az bir cezaya çarptırılmış kişiler için hükümlüye infazın başlaması adına çağrı kağıdı gönderilir ve 10 gün içerisinde teslim olması istenir. Belirtilen sürelerin üzerinde kesinleşmiş hapis cezalarında ise çağrı kağıdı gönderilmez, direkt olarak yakalama emri çıkartılır. Böylece infaz süreci başlatılmış olur. Ertelenme konusunda da belli hallerin varlığı ile birlikte başvuru süreci de aynı zamanda başlamış olur.
Mahkemece kesinleştirme şerhi verilip infaz savcılığına gönderilen cezanın en kısa sürede yerine getirilmesi gerekmektedir. Lakin aşağıda ayrıntılı açıklayacağımız belli sebeplerin varlığı halinde hapis cezasının infazı bir süre ertelenebilmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığı bu gibi durumlarda gerekli inceleme ve araştırmayı bizzat gerçekleştirir ve nihai kararını verir.
5237 sayılı kanunun ilgili maddelerinde belirtildiği üzere akıl hastası olduğu belirlenen hükümlü hakkındaki cezanın infazı sağlık durumu iyileşinceye dek geri bırakılır ve TCK 57 uyarınca yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Ayrıca bu kurumda geçirdiği süreler de ceza infaz kurumunda geçirilmiş sayılır. Akıl hastalığı dışında ki ruhsal problemler bu ertelemeye konu edilemez.
Bu halin varlığında savcılık tarafından esas alınacak en önemli kriter doktor raporudur. Gerekli tüm araştırmalar en ince ayrıntısına kadar yapılır ve kamu vicdanı adına herhangi bir soru işaretinin olmaması temel ilke olarak kabul edilecektir.
Hapis cezasının infazının başlamadan önce ya da başladıktan sonra hükümlü, kanuni temsilcisi ve ya kurum doktorunun bildirmesi üzerine infaz savcılığına karşı ileri sürülen ağır bir hastalık sebebiyle infazın ertelenmesi istemleri belli şartlara bağlanmıştır. Bunlardan biri kişinin rahatsızlığının ceza infaz kurumunda geçireceği süre içerisinde hayati bir tehlike barındırması ve bu nedenle hükümlünün hayati risk taşıdığı ibarelerini gösterir bir rapor gereklidir. Tabii ki bu rapor Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü bir hastaneden alınmalıdır. Bununla birlikte alınan raporun da daha sonra Adli Tıp Kurumunca onaylanması esas şart olarak belirtilmiştir.
Ayrıca hükümlünün hayatını idame ettirmekte tek başına zorlanıyor olması, hayatının birçok evresinde 3. bir şahsın yardımına muhtaç olduğu durumlarda da bu madde uyarınca infaz savcılığına başvuru yapılmasının önü açılmıştır.
Hamile olan kişiler için kanunda ayrı bir hükme yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca kişinin cezasının infazı doğumdan 6 ay sonrasına kadar geri bırakılır. Dolayısıyla hükümlü de olmuş olsa kişi mağdur edilmemiş olur. Yine aynı düzenleme de yer alan ayrıca bir fıkra uyarınca doğum sırasında çocuğun ölmesi yahut başka birine verilmesi durumlarında 6 ayın sonu beklemeyecektir. Doğumdan sonra ki 2 ayın bitmesi ile birlikte ceza infaz edilir.
Hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesi işlemi belli şartlara bağlanmıştır. Kasten suçlarda 3 yıl, taksirli suçlarda ise 5 yıl veya daha az süreli mahkumiyet olması gerekmektedir. Ancak bu hallerde talep işleme alınacak aksi hallerde talep infaz savcılığınca reddolunacaktır.
Erteleme işlemi her defasında 1 er yıl olmak üzere yalnızca 2 sefere mahsus olmak üzere yapılır. 2 kere ertelenmiş olan hapis cezasının sonunda hükümlü için yeni bir erteleme söz konusu olmayacak, ceza infaz olunacaktır. Ayrıca erteleme süresi içerisinde hükümlü tarafından işlenecek herhangi kasti bir suç sonrasında ceza derhal infaz olunacak erteleme işlemi de haliyle ortadan kalkacaktır.
Süresi ne olursa olsun; terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler, disiplin ve ya tazyik cezasına çarptırılanlar hakkında infazın ertelenmesine karar verilmeyecektir. İnfazın ertelenmesi ancak bu suçlar dışındaki mahkumiyet kararları için geçerli olacaktır.
Sonuç olarak kanunda belirtilen sınırların altında ceza almış hükümlüler için yine kanun koyucu tarafından belli hallerin varlığı durumunda kendisinin, ailesinin ve ya yakınlarının mağduriyeti dikkate alınarak böyle bir düzenleme yapılmış ve fırsat tanınmıştır. Hükümlü veya vekillerince prosedürlere uygun olarak yapılacak olan başvurular Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirilecek ve karara bağlanacaktır.
Mizgin Doğan Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.
[Kod-Blog-Icerik]